Tuesday, November 07, 2017

Hz.Mehdi ve Gaybet-i Kübra - Gaybet-i Suğra

Gaybet-i Kübra 

Gaybet-i Suğra'nın müddetinin son bulmasıyla Gaybet-i Kübra dönemi başlamış, şimdiye kadar da devam etmektedir. Gaybet-i Suğra döneminde halk, hususi sefirler vasıtasıyla sorunlarının cevabını Hz. Mehdi (a.s)'dan alabiliyorlardı. Gaybet-i Kübra dönemi başladığı andan itibaren artık bunun mümkün olamayacağı bizzat İmam Mehdi’nin kendisi tarafından hususi sefirler aracılığıyla Ehl-i Beyt dostlarına bildirilmiştir. Ancak bu dönemde de Ehl-i Beyt muhipleri öyle sahipsiz olarak kendi başlarına bırakılmamış ve bu dönemde sorunlarının halli için hazretin umumi sefirlerine müracaat etmeleri gerektiği, hususi sefirlerine verilen tevkilerle beyan edilmiştir.

Ehl-i Beyt mektebinin büyük şahsiyetlerinden olan rahmetli Keşî şöyle yazar: “Hz. Mehdi (a.s) tarafından gönderilen tevkide şöyle geçmektedir: ‘Artık dostlarımızın, bizce güvenilir olan kimselerin bizden naklettikleri şeylerde şüphede kalmaları için hiçbir özür ve bahaneleri yoktur. Dostlarımız sırrımızı onlara bıraktığımızı ve onlara verdiğimizi bilmekteler.” [1]

Ehl-i Beyt mektebinin büyük şahsiyetleri olan Şeyh Tusi, Şeyh Saduk ve Şeyh Tabersi de, İshak bin Ammar’dan şöyle nakletmişlerdir: “Mevlamız Hz. Mehdi (a.s) Ehl-i Beyt mektebi izleyicilerinin gaybet zamanındaki vazifeleri hakkında şöyle buyurmuştur: ‘Karşılaştığınız olaylarda, hadislerimizi rivayet edenlere müracaat ediniz. Çünkü onlar, benim sizin üzerinize olan hüccetlerimdir, ben de onlara Allah’ın hüccetiyim.”[2]

Merhum Tabersi de “İhticac” adlı kitabında İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakleder:

“Nefsini kontrol altında tutan, dinini koruyan, heva ve hevesine muhalif olan, mevlasına (İmamlara -a.s-) itaat eden fakihlerden birini taklit etmek avam halk için gereklidir.” [3]

Böylece Gaybet-i Kübra döneminde Müslümanların meselelerini halletmek hususunda Ehl-i Beyt mektebine bağlı fakihler sorumlu kılınmıştır. Gerçi Ehl-i Beyt mektebine bağlı fakihlerin, masum imama ulaşma imkanı olmayanların sorunlarını çözmede fetva ve hüküm verme yetkileri, önceki masum imamlar tarafından da beyan ve tasvip edilmiştir. Ama Ehl-i Beyt mektebine bağlı fakihlerin genel anlamdaki resmi görevleri, Gaybet-i Kübra’nın başladığı tarihten itibaren başlamış, İmam Mehdi (a.s)’ın zuhuruna kadar da devam edecektir.

[1] - el-Mehdi, s.182- 183.
[2] - İhticac, s.283.
[3] - el-Mehdi, s.182-183.

 Gaybetin Hikmeti

Hz. Mehdi"nin (a.f) neden gaybet perdesi ardında gizli olduğu Allah Teala"nın hikmet üzere olan iradesine bağlı olup varlık âleminin akıl ermez sırlarından biridir.[1]

Buna rağmen hadislerde gaybetin hikmetleri olarak sayılan şeyler, gaybetin bazı etkenlerine işaret ederek insanların uyanmasına, ibret almasına ve bir çare bulmasına neden olabilir:

1- İlahî sünnet:

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurur:

Peygamberlerin gaybetleri konusunda vuku bulan bütün sünnetler Ehlibeyt"in Kâimi (Hz. Mehdi) hakkında da vuku bulacaktır.[2]

2- İmam"ın canını korumak ve öldürülmesinden endişelenmesi:

İmam"ın öldürülmesi gerçekte mesajının yok olması, İslâm"ı ve Kur"ân"ı dünyada hakim kılmak doğrultusundaki görevinin tamamlanmaması demektir.

İmam Cafer Sadık (a.s) gaybetin nedeniyle ilgili bir soruyu şöyle cevaplıyor:

Öldürülmekten endişeleniyor.[3]

3- Dünyanın İslâm"ın hükümetini kabullenmeye hazırlanması ve müstekbirlerin sultasının yok olması:

Hz. Mehdi (a.s) şöyle buyurur:

Ben, zuhur döneminde, hiçbir tağutun biati üzerimde olmadığı bir hâlde kıyam edeceğim.[4]

4- Halkın imtihana tâbi tutulması:

Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurur:

Mehdi"nin (a.f) gaybeti döneminde Allah Teala"nın, kalbini imanla sınadığı kimse dışında hiç kimse onun imametine inanç konusunda sebat göstermeyecektir.[5]

5- İnsanların günahları ve hazırlıklı olmayışları:

Hz. Mehdi (a.f) kendisini, bulutlar arkasında kalan güneşe benzetmektedir.[6]

Hz. Mehdi"nin (a.f) varlığı, etrafına nur saçan ve feyiz veren bir güneş gibiyse, onu örten bulutlar da günahlar ve halkın kadir-kıymet bilmeyişinden başka ne olabilir ki?!


[1]- İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurur: "Allah Teala-nın hikmet sahibi olduğunu bildikten sonra onun bütün fiil ve buyruklarının nedenini bilmesek bile hikmet üzere olduğunu tasdik ederiz." (Kemalu"d-Din, c.2, s.482)
[2]- age, s.345.
[3]- age, s.481.
[4]- Muntehabu"l-Eser, s.267.
[5]- age. s.101.
[6]- İhticac, s.263; Biharu"l-Envar, c.52, s.92.



EmoticonEmoticon

:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:o
:>)
(o)
:p
:-?
(p)
:-s
8-)
:-t
:-b
b-(
(y)
x-)
(h)