8 Mart 2014'te Kuala Lumpur - Pekin seferini gerçekleştirirken sırra kadem basan ve bu güne kadar ne olduğu hakkında ortaya birçok iddia atılan kayıp Malezya uçağı MH370'e gerçekte ne oldu
227 yolcu ve 12 mürettebatlı MH370, 8 Mart 2014'te Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'dan Pekin'e havalanmıştı. Uçakla iletişimin kesildiği ilk anlarda uydu alıcı-vericiyi kapatan Malezyalı ve Vietnamlı hava trafik denetleyicileri arasında devir teslim prosedürü gerçekleşiyordu.
Dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda uzman, Kayıp Malezya uçağı MH370'i bulmak için canla başla çalıştı, 1500 sayfalık bir rapor hazırladı fakat uçağa ne olduğu hiçbir zaman tespit edilemedi.
14 ülkenin katılımıyla oluşturulan arama ekibi, havadan ve denizden tüm imkânlarını seferber ederek arama çalışmalarını sürdürüyor. Fakat sivil havacılık tarihinin en esrarengiz vakalarından biri olarak görülen kayıp yolcu uçağına dair en ufak bir ize rastlanamadı. Uçağın hala bulunamamasıyla ilgili terör saldırısı, uçak korksanları tarafından kaçırılmış olması hatta çok sevilen LOST dizisi bile akla gelenlerden.
Uçağın hala neden bulunamamasıyla ilgili üyesi olduğum Havacılık ve Uzay Psikolojisi (Hup-Der) derneğinde konuyu havacılık uzmanları ile insanhaber.com için konuştum.
İşte o muthiş senaryo;
Kaybolan uçakların bulunması için tek bir sistem var: Tüm uçaklarda olması gereken Emergency Locator Transmitter Surveillance (ELTS) yani Acil yer bulma cihazı. Havada bulunan uçağın çarpma, yanma, ıslanma sonucu anında otomatik olarak devreye giren bu cihaz devreye girmemiş olabilir. Çünkü, uçak fizik kurallarına uygun belirli bir açıyla Okyanusun derin sularına çarpma, yanma ve ıslanma etkisi olmadan tek parça halinde girmiş olabilir. Bu cihaz herhangi bir çarpma, ıslanma ve yanma durumunda airbag gibi anında bulunduğu yerin koordinatlarını uyduya bildirir. ELTS cihazı uçağın dağların arasına da düşebilme ihtimaline karşı yatay değil direk olarak uyduya sinyal gönderir. Fakat cihazın devreye giriş şartları oluşmamış veya manuel olarak devre dışı bırakılmış olabilir.
Okyanusa düşen uçak “çarpma” etkisini nasıl yaşamaz?
Hava araçları eğer suya belirli bir açıyla girerse hiç parçalanmayabilir. Uzay araçlarının dünya atmosferine girerken yanmamak için belirli bir açıyla girmeleri ve profesyonel yüzücülerin çok yüksekten neredeyse hiç su sıçratmadan suya balıklama atlayabilmeleri bu fizik kuralına bir örnektir. Ayarlanabilmesi çok zor ama ihtimal dahilinde olan bu açıyla uçak suya indiyse okyanusun derinliklerinde hiç parçalanmadan kaybolmuş olabilir.
1975’de THY Uçağı Marmara Denizine böyle düşmüştü!
30 Ocak 1975 yılında Thy’nin İzmir-İstanbul seferini yapan F-28 tipi “Bursa” isimli uçağın Yeşilköy Havalimanı’ndaki elektrik kesintisi yüzünden piste inenememiş Marmara denizine düşmüştü. Aradan geçen 5 yıl sonra bir dalgıcın Marmara denizinin derinliklerinde uçağın enkazını tek bir parçası bile kopmadan gördüğünü söylemişti. Uçak hala Florya Cumhurbaşkanlığı köşkünün 3mil açığında tek parça halinde durmaktadır.
Malezya uçağı bulunabilir mi?
Malezya uçağıda Marmara denizine düşen F-28 uçağı gibi Okyanusa belirli bir açıda girmişse ve çarpma, ıslanma, yanma gibi tepkiler giriş esnasında olmadıysa ELTS cihazı devreye girememiş olabilir. Bu sebeplerden ötürü ELTS cihazının uyduya yer bildirimi yapamadığından dolayı uçağın Hint Okyanusunda çok geniş bir alanda sonar cihazları ile aranması doğru bir çözümdür. İhtimal dahilinde alanın büyüklüğü 15-20 km2 kadar alanda olabilir. Alanın çok geniş ve okyanusun çok derin olmasından dolayı uçağın enkazını bulmak yeni teknolojilerle mümkün ama zaman alabilir.
Okyanusa düşen uçağa su girmez mi?
Uçakların uçuş esnasında içeriyle dışarısı arasında bulunan hava ve basınç bağlantısı tamamen kesilir. İç basınç ve oksijen uçağın kendi sistemleri ile içeriden sağlanır. Buna da pnömatik sistem denir. Uçağın belirli bir açıda düşmesi sonucu parçalanmadıysa içerideki yolcular şokla ve/veya içeride bulunan oksijenin tükenmesiyle ölmüş olabilirler. Uçakta olan cesetler, yıllar sonra bile oksijensizlikten dolayı hiç deforme olmamış halde bulunabilirler. Uçak okyanusun derin sularına 780km hızla düşmüş olabilir ve okyanusun derinliği ve suyun kaldırma kuvveti hesaba katılırsa en kısa sürede hızını keser ve tek parça halinde suyun derinliklerinde kalabilir. Suyun sürtünme kuvveti uçağı yavaşlatabilir. Aynen paraşütle atlayan insanların karaya yaklaştıkça yavaşlaması havanın kaldırma kuvvetinden olduğu gibi.
ELTS uçağın neresinde olur?
Elts cihazının nerede olduğunu sadece pilotlar ve uçak teknisyenleri bilir. Cihaz otomatik çalışmazsa manuel olarak çalıştırılabilir özelliğine sahiptir. Uçağın içinde bulunan pilotlar şoktan ölmüş olmasalardı, bu cihazı hemen manuel olarak çalıştırabilirlerdi. Cihazın yeri küçük uçak veya helikopterlerde genellikle kuyruğa yakın, büyük uçaklarda kargo bölümünde olma ihtimali yüksektir. Bu cihazlara ulaşım kolay değildir.
Malezya uçağına ait yağ tabakası bulundu!
Vietnam hava kuvvetleri 227 yolcu ve 12 mürettebat taşıyan uçağa ait olabileceği düşünülen yağ tabakaları saptandığını açıkladı. Bu açıklama doğruysa uçağın okyanusun derin sularında tek parça halinde olduğunu destekler. Çünkü, yağ uçağın motorlarında bulunur ve motorlar dışarıda olduğu için akabilir. Eğer benzin izine rastlansaydı, bu teori doğru olmazdı. Çünkü benzin uçağın kanatlarının altında, gövdeyle birleştiği yerde yani uçağın iç haznesinde bulunmaktadır.
Ya kaçırıldıysa?
Uçağın bir ihtimal korsanlar tarafından iletişimi ve görünürlülüğü kasıtlı bir şekilde kesildikten sonra bir meydana indirilmesi ihtimali teknolojik olarak mümkün. Fakat teknik olarak görünmez ve iletişim kurulumaz haline getirilen bir uçağı fiziksel olarak bir meydana indirlmesi ve bunun bilinmemesi çok zordur. Çünkü, günümüzde bulunan teknoloji ve iletişim ağına bakıldığında Boeing 777 gibi sadece kanatları 60.9 metre olan bir uçağı gizlemek neredeyse imkansız boyutunda değerlendiriliyor.
EmoticonEmoticon