Osmanlı’nın temelleri üzerinde kurulan Kudüs merkezli İsrail’in varlığı, tarihi ve siyasi hedeflerini iyi bilmek gerektir. 10. Yüzyıl ortalarında Avusturyalı Gazeteci Theodor HERZL’in öncülüğünü yaptığı SİYONİST hareket, Kudüs yakınlarındaki ZİON veya SİON dağının merkez alınarak Osmanlı’nın Kudüs Sancağında Büyük Yahudi Devleti’nin kurulmasını sağlamaktı.
Osmanlı Devleti’nin Filistin topraklarında kaybettiği Gazze savaşları sonrasında Aralık 1917 içinde Kudüs’te kaybedildi. Bundan sonrası ise İngiltere’nin desteği ile yeni İsrail Devleti’nin şekillenmesidir. Kudüs ve çevresinde Yahudi yerleşimcilerinin sayılarının artırılması, Filistinlilerden toprak satın alınması ve 1948 yılında da İsrail Devleti’nin kurulmasıdır.
Türkiye, İsrail Devleti’ni ilk tanıyan ülkeler arasındadır. Bundan sonrası ise İsrail’in Arap devletleri ile savaşması arkasını Avrupa ve ABD’ye vererek peş peşe galibiyetler alması, Ortadoğu’da durumunu güçlendirmesi ile günümüze kadar gelen olaylardır.
Bütün bu gelişmeler içinde İsrail için kaynağını TEVRAT’tan alan VAAD EDİLMİŞ topraklar kavramını her zaman varlığını korumaktadır. Bu düşüncenin de kaynağı Tevrat’ta yer alan şu sözlerdir:
“günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim”. Kaynak-TEVRAT, Tekvin, Bab-15
Tevrat’taki bu bilginin günümüzdeki hedefi ise Nil nehri ile Fırat nehri alan toprakların Yahudiler için mümkünse ele geçirilmesi gereken kutsal topraklar veya mevcut şartlarda kontrol edilmesi gereken coğrafyadır.
Bu düşünceler ışığında günümüzde İsrail’in PKK’nın aktör olarak yer aldığı terör olaylarını desteklemesinin de gerekçesidir. İslam alemi ve Türk milletinin İsrail’in ısrarla savunduğu “Vaat Edilmiş Topraklar” dini hayallerini iyi bilmesi gerektir.
Friday, December 08, 2017
Tevrat'a Göre İsrail'in Sınırları (ZİON veya SİON)
Diterbitkan 12/08/2017
Artikel Terkait
- From El Saig, he also refers to Abu Abdullah as: "Sufyan, there is no salvation from him,
- İnsanlar bütün devletleri ve nizamları görüp tecrübe ettikten sonra, âlem ve dünyanın ger
- 18 yıl kraliyet muhafız alayının komutanlığını yapan Sünni Cuheyman ibn Muhammed ibn Seyf
- Süfyani’nin kimliği ile ilgili İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur; O Ebu Süfyan’ın nesli
- Hz. Mehdî'nin neseben Âl-i Beytten olduğuna dair rivayetler vardır.* Ancak bu, Hz. Mehdî'
- Şeyh Nazım Kıbrisi Hazretleri 6 yıl önce yaptığı bir konuşmada şöyle konuşmuştu: Şeyh Na
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
EmoticonEmoticon