Kraliyet ailesi mensuplarının isimlerinde geçen “İbn” ve “Bin” ünvanları aynı anlam taşımakta olup, birinci gelen ismin ikinci gelen ismin “oğlu” olduğunu ifade etmektedir. “İbn” ile “Bin” ünvanları arasındaki tek fark “İbn” ünvanın başında gelebilirken (Örn. İbn Suud: Suud Oğlu), “Bin” ünvanın başında gelememektedir.
1. Birinci Suudi Devleti
Suud Ailesinin bilinen en eski atası Mani İbn Rabia El Muraydi olup, 1446-1447 yılları arasında kabilesi Murudah ile birlikte Diriyah şehrine yerleşmiştir. Tarihsel olarak Necid bölgesinde yaşamış olan Adnani kabilesinin Rabia kolundan gelmektedir. Zaman içinde Murudah kabilesi Diriyah şehrinin yöneticisi haline gelmiştir.
1744 yılında Muhammed Bin Suud tarafından kurulan Birinci Suud Devleti, günümüzün modern Suudi Arabistan Krallığı’nın egemen olduğu topraklarda etkisini göstermiş, Yemen, Umman, Suriye ve Irak’a saldırılar düzenlemeye başlamıştı. Bu saldırılar dinsel izler taşımakta olup İslam Bilgini Muhammed İbn’i Abdül Vahab’ın ve onun takipçilerinin öğretilerinden ilham alanlar tarafından yapılmaktaydı. Sonra Vahhabiler olarak adlandırılan grup içinde Suudiler belirgin bir rol üstlenmiştir.
Birinci Suudi Devleti’nde devlet başkanı “İmam” ünvanı almış olup, İlk İmam Muhammed Bin Suud’u en yaşlı oğlu Abdülaziz izlemiştir. 1765 yılında başa geçen Abdülaziz, 1802 yılında Şii’lerce kutsal sayılan Kerbela şehrine 10,000 kişiyle saldırmış, Hz. Hüseyin’in türbesini tahrip edip, 2,000 kişiyi öldürmüştür ve şehri yağmalamıştır.
Kerbela saldırısı Osmanlıları ve Mısırlıları, Suudilerin bölgenin barış ortamını tehdit ettiğine ikna etmiştir. Abdülaziz 1803 yılında bir suikast ile öldürülmüştür. Abdülaziz’den sonra başa geçen Suud, devleti en geniş sınırlarına ulaştırmış, ardından 1814 yılında ölmüştür. Osmanlı-Mısır ittifakı ile bu topraklar Suudilerden geri alınmış, başa geçen Abdullah Bin Suud kaybettiği toprakları geri alma mücadelesi vermiştir. Mısır kuvvetleri Suudi Başkenti Diriyah’ı 1818’de ele geçirmiş, Abdullah Bin Suud ise yakalanarak İstanbul’a gönderilmiş ve idam edilmiştir. Abdullah bin Suud’un aile üyeleri ise Mısır ve İstanbul’da hapsedilmiş ve Diriyah şehri temizlenmiştir.
2. İkinci Suudi Devleti
1818 yılında Suudiler Necid bölgesinde yeniden otoriteyi sağlamışlar ve Başkenti Riyad olan İkinci Suudi Devleti’ni kurmuşlardır. Birinci Suudi Devleti’ne nazaran ikincisi daha dar bir alanda etkili olmuş, Hicaz bölgesine hâkim olamamıştır. Bu devlet daha çok iç karışıklıklarla mücadele etmiştir. İlk Suudi Devletinin kurucusu Muhammed Bin Abdullah’ın torunu olan Türki Bin Abdullah, Mısırlıların elinden kurtulmayı başararak, Riyad ve çevresini Mısırlılardan geri almış ve ikinci devletin kurucusu olmuştur.
Türki Bin Abdullah, kuzeni Mishari Bin Abdülrahman tarafından 1834 yılında öldürülmüş, ancak kendisi de Riyad bölgesinde kuşatılarak, Türki Bin Abdullah’ın oğlu Faysal tarafından öldürülmüştür. Mısırlılar dört yıl aradan sonra Riyad bölgesine tekrar saldırı düzenlemiş ve 1838 yılında Faysal tekrar hapsedilmiştir. Sonrasında, Osmanlı Devleti Halid Bin Suud’u Riyad Valisi olarak atamıştır. Halid Bin Suud, Faysal’ın yaşayan tek kardeşi idi ve uzun yıllar Mısır’da hapis yatmıştı. 1840 yılında Mısırlılar bölgeden çekilmek zorunda kalmış ve Halid’e gereken desteği sağlayamamışlardı. Halid, Suud ailesinin Thunniyyan koluna mensup olan Abdullah Bin Thunniyyan tarafından devrildi. Bir yıl sonra ise Faysal Mısır tarafından serbest bırakıldı. Faysal topladığı kuvvetler ile Riyad bölgesini geri aldı ve oğlu Abdullah’ı veliaht tayin etti. Sonrasında bölgeyi oğulları Abdullah, Suud ve Abdül-Rahman arasında paylaştırdı.
Faysal’ın 1865 yılında ölümünün ardından oğulları arasında mücadele başladı, bunu fırsat bilen Hail bölgesinden El-Raşid kabilesine mensup Muhammed Bin Abdullah Bin Raşid bölgeye müdahale etti ve 1891 yılında Mulayda Savaşında Faysal’ın kalan son oğlu Abdül-Rahman Bin Faysal’ı Necid bölgesinden kovdu ve İkinci Suudi Devleti’ne son verdi.
3. Suudi Arabistan Krallığı
Mulayda yenilgisinin ardından Abdül-Rahman Bin Faysal ailesi ile birlikte Kuveyt’e göç etti ve Kuveyt emiri Mübarek E-Sabah’ın misafiri olarak kabul edildi. 1902 yılında Abdül-Rahman Bin Faysal’ın oğlu Abdülaziz, topladığı kuvvetlerle İbn Raşid ‘in atadığı Riyad Valisini devirmiş ve yönetimi ele almıştır.
Abdülaziz gelecek 30 yıl boyunca El-Raşid kabilesi, Mekke Şerifi ve Osmanlılar ve amcası Suud Bin Faysal ile mücadele verdi. “İbn Suud” olarak da anılan Abdülaziz, Osmanlı Sultanı’nın egemenliğini kabul ederek “Paşa” ünvanı almıştı ancak İngilizler ile ittifak kurdu. İngilizler ile yaptığı 1915 tarihli Darin Anlaşması ile 1915-1927 yılları arasında Britanya İmparatorluğu’nun egemenliğini kabul etti. Daha öncesinde kendisini “Necid Sultanı”, “Hicaz, Necid ve çevresinin Kralı” ve “İmam” olarak adlandıran Abdülaziz, 1932 yılında kendisini “Suudi Arabistan Kralı” ilan etti. 1937 yılında Amerikan araştırmacılar Dammam bölgesinde zengin petrol kaynakları bulunduğunu tespit ettiler, bu tarihten önce Suud Ailesi büyük bir yokluk içerisindeydi.
İbn Suud hayatı boyunca çok kez evlendi, çevresindeki Beni Halid, Ayman, Shammar ve El- Eşşeyh (Muhammed İbn Abdül Vahhab’ın torunları) kabilelerinin üyeleri ile evlilikler yaptı. İbn Suud 1953 yılında ölmeden önce 1945 yılında ABD ile ittifakını pekiştirdi.
İbn Suud 1953 yılında öldükten sonra tahta oğlu Suud geçti. Ancak Suud’un yaptığı aşırı harcamalar onu kardeşi Faysal ile karşı karşıya getirdi. 1964 yılında kraliyet ailesi Suud’u Faysal’dan yana feragat etmesi yönünde zorladı. Bu süreçte İbn Suud’un daha genç oğullarından Talal Bin Abdülaziz’in öncülüğünde bir grup prens, kendilerine “Özgür Prensler” adı vererek Mısır’a sığındılar. Anılanlar liberalleşme ve özgürlüğü savunuyorlardı. Sonra Faysal tahta çıktığında anılanları dönmelerine ikna etti. Affedilmişlerdi ancak kendileri ve oğulları gelecekte hükümette herhangi bir pozisyona gelmekten mahrum bırakıldılar.
Faysal, 1975 yılında kuzeni Faysal Bin Musaid tarafından öldürüldü, Faysal Bin Musaid derhal idam edildi. Tahta kardeşi Halid geçti. Diğer ve tek öz kardeşi Muhammed, tahtta hak iddia etmekten vazgeçti ve Halid’den yana tahttan feragat ettiğini açıkladı. Halid 1982 yılında kalp krizinden öldü. Tahta, dönemin en güçlü prenslerinden “Sudayri Yedilisi” kardeşlerden en yaşlısı Fahd geçti. Bu yedi kardeşe “Sudayri Yedilisi” denilmesinin sebebi İbn Suud’un en gözde eşi olan Hassa Bint Ahmad El-Sudayri’den doğmalarıydı. “Sudayri Yedilisi” olarak adlandırılmış olan bu prenslerin isimleri Fahd, Sultan, Abdul Rahman, Nayef, Türki, Salman ve Ahmed’dir. Fahd 1986 yılında kendisine “İki Kutsal Mescidin Koruyucusu” ünvanını verdi.
Fahd 1995 yılında felç geçirince, tüm yetki ve sorumluluklar Fahd’ın öldüğü 2005 yılına kadar aşama aşama Abdullah’a geçti. Abdullah, 2009 yılında Savunma Bakanlığı’na ve İkinci Başbakanlık makamına daha genç kardeşi Sultan’ı atadı. Sultan 2011 yılında öldü. Yine 2009 yılında kardeşi Nayef’i İçişleri Bakanlığı’na atadı. Nayef 2012 yılında İsviçre’de öldü. 2015 yılına gelindiğinde ise uzun bir hastalığın ardından Abdullah öldü ve veliaht prens Salman Bin Abdülaziz yeni kral ilan edildi.
4. Kraliyet Ailesinin Siyasi Gücü
Suudi Kralları Muhammed Bin Suud’un soyundan gelmektedir. Ülkede kral yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarını elinde bulundurmakta, Başbakanlık görevini de yürütmekte ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmektedir.
Ailenin kalabalık olması krallığın önemli vazifelerini aile üyelerinin yürütmesine ve yönetimin her kademesine ailenin hâkim olmasına olanak sağlamaktadır. Günümüz itibariyle yaklaşık 7,000 prens mevcut olup, bunların arasından Kral Abdülaziz’in 200 erkek çocuğu ülkedeki başlıca yönetim mekanizmalarının başında bulunmaktadır. Bakanlar Kurulu üyeleri ağırlıklı olarak Kraliyet ailesinin üyelerinden seçilmektedir. Ayrıca 2006’da yayınlanan Kraliyet Kararnamesi uyarınca Suudi Kralları, Suudi Prenslerin oluşturduğu komite tarafından seçilecektir.
Suud Kraliyet Ailesi geçmişten bu yana üç aşamadan geçmiştir: Birinci Suudi Devleti, İkinci Suudi Devleti ve günümüz Suudi Arabistan Krallığı.
Birinci Suudi Devleti Vahhabiliğin yayılması ile birlikte ortaya çıkmış, İkinci Suudi Devleti ise sürekli iç çatışmalar yaşamıştır, üçüncü günümüz Suudi Arabistan’ın ise Ortadoğu’da ciddi bir etkisi mevcuttur. Suudi Ailesi, Osmanlı Devleti, Mekke Şerifi, El-Raşid ailesi dâhil olmak üzere Suudi Arabistan’ın içinde ve dışında çok sayıda İslamcı grup ile çatışma yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir.
Günümüzde Suud soyadı Muhammed Bin Suud ve kardeşleri Thunayyan, Farhan ve Mishari’nin soyundan gelenler tarafından kullanılmaktadır. Suud ailesinin diğer kolları yönetimde etkili makamlarda bulunmakla birlikte, Suudi Krallığı’na varislik konusunda söz sahibi değildir.
Kral devletin başı olarak mutlak siyasi gücü elinde bulundurmaktadır. Kralın kabinedeki bakanları atama yetkisi mevcuttur. En önemli bakanlıklar olan Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları Suud ailesine ayrılmıştır. Ayrıca 13 bölgeye ayrılmış olan ülkede valilikler de çoğunlukla Suud ailesine verilmektedir. Finans, Çalışma, Bilgi, Planlama, Petrol ve Endüstri alanları ile ilgili Bakanlıklar geleneksel olarak dışarıdan isimlere verilse de genç Suudi prenslere de verilebilmektedir. Kritik askeri görevler de Suud ailesine tahsis edilmektedir. Kraliyet ailesi mevcut politik statükoyu koruyabilmek amacıyla ulemanın, ticari grupların ve nüfusun büyük çoğunluğunun desteğine ihtiyaç duymaktadır.
Siyasi ve yönetimsel görevlere yapılan atamalar uzun soluklu olmaktadır. Örneğin Kral Abdullah, tahta geçmeden önce 1963-2010 yılları arasında Ulusal Güvenlik Konseyi’nin başkanlığını yürütmüş, Prens Sultan ise 1962’den 2011 yılında ölünceye kadar Savunma ve Havacılık Bakanlığı görevinde kalmıştır. Prens Mutain 1975-2009 yılları arasında Belediye ve Kırsal Hizmetler Bakanlığı, Prens Nayef 1975-2012 yılları arasında İçişleri Bakanlığı, şu anda tahtta olan Kral Selman, 1963-2011 yılları arasında Riyad Bölgesi Valiliği yapmıştır. Uzun vadeli görevler prenslerin kişisel servetlerini artırmalarına ve adeta kendi derebeyliklerini kurmalarına neden olmuştur.
Kilit görevde olan prensler, kendi oğullarını yüksek mevkilere atayarak güçlerini korumayı tercih etmişlerdir. Örneğin, Prens Mutaib Bin Abdullah, 2010 yılına kadar Ulusal Güvenlik Konseyinde Başkan Yardımcılığı, Prens Muhammed Bin Nayef İçişleri Bakan Yardımcılığı, Prens Halid Bin Sultan ise 2013 yılına kadar Savunma Bakan Yardımcılığı görevini sürdürmüştür. Prens Mansur Bin Mutaib, 2009 yılında babasının yerine Belediye ve Kırsal Hizmetler Bakanlığı’na getirilmiştir. Bu sayede zengin ödeneklere ve geniş imkânlara sahip bakanlıklardaki görevler aile içerisinde paylaştırılmıştır.
5. Suudi Kraliyet Ailesi Üyelerinin Kısa Özgeçmişleri
Suudi Krallığının veliahtları ve kralların tahtta kalış süreleri aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir. Krallığın kurucusu Kral Abdülaziz Bin Suud’dan bu yana krallık oğulları arasında, kardeşten kardeşe geçerek devam etmiştir. Prens Salman 22 Ocak 2015’te kral olmuş, sıradaki aday ise Veliaht Prens Muhammed bin Nayif’tir. Kraliyet ailesi mensuplarının isimlerinde geçen “İbn” ve “Bin” ünvanları aynı anlam taşımakta olup, birinci gelen ismin ikinci gelen ismin “oğlu” olduğunu ifade etmektedir. “İbn” ile “Bin” ünvanları arasındaki tek fark “İbn” ünvanın başında gelebilirken (Örn. İbn Suud: Suud Oğlu), “Bin” ünvanın başında gelememektedir.
Kral Abdülaziz Bin Suud (1876-1953): 1932’den 1953’te ölümüne kadar 21 yıl tahtta kalmıştır.
Kral Suud Bin Abdülaziz (1902-1969): Kardeşi Faysal tarafından devrilinceye değin 1953-1964 arasında 11 yıl tahtta kalmıştır.
Kral Faysal Bin Abdülaziz (1904-1975): Kuzeni Faysal bin Musaid tarafından öldürülünceye kadar 1964-1975 yılları arasında 11 yıl tahtta kalmıştır.
Kral Halid Bin Abdülaziz (1912-1982): Ölümüne kadar 1975-1982 yılları arasında 7 yıl tahtta kalmıştır.
Kral Fahd Bin Abdülaziz (1921-2005): Ölümüne kadar 1982-2005 yılları arasında 23 yıl tahtta kalmıştır.
Kral Abdullah Bin Abdülaziz (1924-2015): Ölümüne kadar 2005-2015 yılları arasında 10 yıl tahtta kalmıştır. 2012 yılında, 1936 doğumlu Prens Salman’ı ve 1945 doğumlu Prens Mükrin’i veliaht tayin etmiştir.
Bunların dışında veliaht olarak tayin edilmiş ancak Kral olamayan prensler:
Veliaht Prens Sultan Bin Abdülaziz (1924-2011): 2005 yılında veliaht tayin edilmiş ancak 2011 yılında ölmüştür.
Veliaht Prens Talal Bin Abdülaziz (1931-) Dengesiz olduğu düşünülmüş, 1960’lı yıllarda Suudi Ailesini eleştirdiği için sürgüne gönderilmiştir. Şu anda hayattadır.
Veliaht Prens Nayef (1933-2012): 2011 yılında veliaht tayin edilmiş ancak bir yıl sonra ölmüştür.
EmoticonEmoticon