Likud ve Tapinak
Siyonizm'in "sol ve laik" kanadi, Israil Devleti'nin kurulmasindan sonra Isçi Partisi'ne dönüstü. Isçi Partisi, biraz bizdeki CHP gibi, "devleti kuran" partiydi ve 1977 yilina dek de kesintisiz iktidarda kaldi. Buna karsin, sözünü ettigimiz "dindar Siyonizm" ise, eskiden beridir sagci, hatta fasizan ögeler tasiyan "Revizyonist Siyonizm"le bütünlesti ve Israil’in kurulmasiyla birlikte "Herut" partisi olusturdu. Bu dinci/sagci parti, bir kaç küçük partiyle daha birleserek 1970'lerin basinda "Likud" adini aldi. Herut'u kuran, Likud'a dönüstüren ve 1982'deki Lübnan isgalinin sonrasina dek de liderligini yürüten kisi, "Israil saginin en büyük lideri" sayilan Menahem Begin'di. Begin'i Izak Samir izledi. 92'de seçim yenilgisinin ardindan da Netanyahu oturdu Likud'un liderlik koltuguna.
Bu kronolojinin gösterdigi sonuç ise sudur: Mesih'in gelisine inanan ve bunun için de Tapinak'in yeniden insasini hedefleyen "Mesiyanik Siyonizm", Likud'un içinde büyük bir etkiye sahiptir, hatta Likud ideolojisinin temel taslarindan biridir.
Tapinak'i insa etmek amaciyla Mescid-i Aksa'yi yikmayi hedefleyen yeralti Yahudi örgütü "Mahchteret Yehudit" hakkindaki kisa bir inceleme de bizi yine ayni sonuca ulastirmaktadir.
Machteret Yehudit ve Likud
1984 yilinin 27 Nisaninda Israil’de oldukça ilginç bir örgütün varligi ortaya çikti. Machteret Yehudit (Yahudi Çetesi) adindaki örgütün üyeleri, Arap yolcularla dolu olan bes yolcu otobüsünü havaya uçurmaya yönelik bir plan yapmis ama son anda olayin ortaya çikmasi üzerine tutuklanmislardi. Ancak daha önce gerçeklestirdikleri önemli eylemler vardi; 1980 yilinda Bati Seria'daki iki Arap belediye baskaninin arabasina bomba koyarak öldürmüsler, 1983 yilinda ise Hebron kentindeki Islam Koleji'ne silahli bir saldiri düzenleyerek üç ögrenciyi öldürmüs, otuz üç tanesini de yaralamislardi.
Ama kisa bir süre sonra, Machteret Yehudit'in tüm bunlardan çok daha büyük bir eylemi gerçeklestirmek üzere oldugu ögrenildi. Örgüt, Dogu Kudüs'ün, Müslümanlarin Harem-i Serif, yahudi ve Hiristiyanlarin ise Tapinak Tepesi (Temple Mount) adini verdikleri mevkiinde yer alan iki Islam mabedini—Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra—havaya uçurmak için çok sofistike bir plan hazirlamisti. Mabetlerin mimari yapisi üzerinde profesyonel bir inceleme yapilmis, Golan Tepeleri'ndeki bir askeri garnizondan bol miktarda patlayici çalinmisti. Kubbet-üs Sahra'yi etrafa zarar vermeden havaya uçurabilmek için, 28 ayri patlayici Kubbe'nin belirlenmis yerlerine yerlestirilecekti. Gerekirse Mescid-i Aksa'yi korumakla görevli silahsiz müslüman nöbetçileri vurmak için ucuna susturucu takilmis Uzi'ler ve göz yasartici bombalar edinmislerdi. Operasyon, yirminin üzerinde Machteret Yehudit militaninin katilimiyla gerçeklesecekti.
Eylem Israil otoriteleri tarafindan durdurulmustu belki, ama bu gönülsüz bir engellemeydi.
Çünkü, Machteret Yehudit'in üyeleri, aslinda pek çok kisinin yapmak istedigi bir isi, sabirsizliklari nedeniyle, uygun olmayan bir zamanda yapmaya kalkmislardi. Bu nedenle, aslinda, gerek Gush Emunim gibi Likud'a yakin olan dinci örgütler gerekse Likud hükümeti, Machteret Yehudit'e ve eylemine gizli bir sempati ile bakmislardi. Israil mahkemesi, kanunlara göre suç olusturan bu eylemi dogal olarak cezalandirdi ama mahkeme kararindan bir gün sonra, Basbakan Yitzhak Samir, Machteret Yehudit üyeleri için söyle diyebiliyordu:
"Hepsi harika insanlar ama bir hata yaptilar." Gush Emunim'in önde gelen ismi Haham Mose Levinger de eylemin teorik olarak dogru ama zamanlama yönünden yanlis oldugu yönünde görüs bildirdi.(3)
Amerikali yahudi gazeteci Robert Friedman, Machteret Yehudit olayinin derinleme bir incelemesini yapmisti. Verdigi ilginç bilgiler vardi: O dönemde Israil basinindaki yaygin bir iddiaya göre Israil'in iç güvenlik servisi Shin Bet, Machteret Yehudit'in daha önceki eylemlerini—Arap belediye baskanlarinin öldürülmesi, Islam Koleji'nin taranmasi gibi—biliyorlardi ve buna ragmen de örgüte hiçbir müdahalede bulunmamislardi. Friedman'in yorumuna göre, Israil otoriteleri aslinda örgütün Mescid-i Aksa'yi yikma planindan da haberdar olduklari halde bir süre onlara engel olmamislar, ancak olayin basina sizmasi ve sonuçlarinin da çok tehlikeli olacagini farketmeleri üzerine Machteret Yehudit'i durdurarak üyelerini tutuklamislardi. Yitzhak Samir'in örgütün üyeleri için "harika insanlar" deyisi ya da onlari hapse mahkum eden yargicin karari açiklarken "bu insanlara yurtseverlikleri nedeniyle saygi ile bakilmasi gerektigi" seklindeki garip sözleri, hep bu isteksiz engel olusun göstergeleriydi. Üst rütbeli Israil subayi Avi Yitzhak, Israil yönetiminin Machteret Yehudit'e uzun süre engel olmadigini, çünkü "üst düzey politik ve askeri yöneticilerin, örgütü, demokratik bir devletin yapamayacagi eylemleri yapabilmesi için muhafaza ettigini" söylemisti. Friedman, "Machteret Yehudit olayi içinde Israil hükümetinin parmagi vardi ama bunun orani hiçbir zaman bilinemeyecek" diyor.(4)
1985 yilinda, hapisteki Machteret Yehudit üyelerinin serbest birakilmasi için etkili bir kampanya baslatildi. Kampanyanin en atesli destekçileri Knesset üyesi politikacilardi. Basta Likud olmak üzere her partiden, hatta "solcu ve laik" ve sözde baris yanlisi Isçi Partisi'nden bile çok sayida Knesset üyesi bu "harika insanlari" hapisten çikarmak için çalistilar. Sonuçta birbiri ardina gelen aflarla hepsi serbest birakildi.
Dolayisiyla, Machteret Yehudit'in Islam mabetlerini yikma planinin engellenmis olmasi, Likud yönetiminin bu mabetlerin varligindan memnun oldugu anlamina gelmiyordu. Likud, özellikle de Likud'un sahinleri, eylemin yalnizca yöntem ve zamanlama açisindan yanlis oldugunu düsünüyorlardi, ama temel mantik dogruydu.
Daha Az Radikal bir Yöntem: Mescid'in Altinin Oyulmasi!..
Nitekim yeni ve daha az radikal olan bir yöntem bulundu çok gecikilmeden. Machteret Yehudit'in ortaya çikmasindan bir yil sonra, 1985'te, Israil hükümeti Mescid-i Aksa'nin altindaki kazi çalismalarina hiz verdi. Bu sekilde Mescid'in alti oyulacak ve küçük bir sarsinti sonucunda kendiliginden yikilmasi saglanacakti. Haftalik Aksiyon dergisi, 13-19 Mayis 1995 tarihli sayisinda "Israil Mescid-i Aksa'yi yikiyor!" basligiyla verdigi bir haberde konuya deginmis, Mescid'in altinda gizlice yürütülen kazi çalismalarini belgelemis ve söyle yazmisti:
"Israil, Mescid-i Aksa'ya karsi dogrudan bir saldirida bulundugu takdirde... Islam ülkelerinin topyekün cephe almasindan çekiniyor... (bu nedenle) tarihi kazi yapiyor gibi göstererek, kendiliginden çökecek bir hale gelmesi için ugrasiyor. Böylece ülke olarak kendisini geri çekecek ve üzerine bir sorumluluk almadan hedefine ulasmis olacak."
Uzun yillar Kudüs'te çalisan Amerikali arkeolog Gordon Franz ise, bu konudaki gözlemlerine dayanarak söyle diyor:
"Emin oldugum bir sey varsa, Tapinak'i yeniden insa etmeyi hedefleyen yahudilerin o iki camiyi mutlaka yikmak istiyor oluslaridir. Bu yikimin nasil olacagi konusunda kesin bir fikrim yok ama olacaktir. Yikacaklar ve burada onun yerine bir Tapinak insa edecekler. Ne zaman, nasil yapilacak bilmiyorum ama yapilacak." (5)
Houston Ikinci Baptist Kilisesi'nden rahip James E. DeLoach ise tüm yahudilerin camileri yikip Tapinagi insa etmek istediklerini, ancak bunu Machteret Yehudit gibi radikal yöntemlerle degil, Aksiyon'un haberinde yer alan sekilde yapacaklarini söylüyor: "Su bir gerçek; tanidigim bütün yahudiler o camilerin yikildigini görmek istiyorlar. Ama bana söylediklerine göre, bu yikim, Tanri'dan gelecek bir hareketle, örnegin bir depremle ya da ona benzer bir sekilde gerçeklesecek." (Ibid., s. 99)
Iste Israil’deki "derin devlet"in mantigi budur. Amaç, Tapinak'i ne olursa olsun insa etmektir; çünkü Mesih'in gelisi buna baglidir. Tapinak'in insasi için Islam mabetlerinin yok edilmesi gerekmektedir. Yahudi Devleti, bu isi mabedlerin "altini olmakla" uzun vadeye yaymistir. Belki de, "insan eliyle" yapilacak bu hazirliktan sonra, bir "ilahi" müdahale, yani Mescid-i Aksa'yi çökertecek küçük bir deprem beklenmektedir.
Bu ise kuskusuz dünya Müslümanlari ile Israil arasindaki büyük bir çatismanin, belki bir Üçüncü Dünya Savasi’nin fitili olacaktir. Israil’in bugün dünya Müslümanlarini zayiflatmak için, dünyanin dört bir yanindaki anti-Islami güçlerle yaptigi gizli isbirligi ve kurmaya çalistigi "Anti-Islami Enternasyonal"in mantigi da büyük ölçüde budur.(6)
Mescid-i Aksa'nin altinda açilan ve Filistin topraklarini yeniden kana bulayan son "turistik" tünelin gerçek anlami da, iste budur.
1) The Universal Jewish Encyclopedia, vol. 7, s. 503
2) The Universal Jewish Encyclopedia, vol. 7, s. 502
3) Robert I. Friedman, Zealots for Zion: Inside Israel's West Bank Settlement Movement, 1.b., New York: Random Hause, 1992, s. 31
4) Robert Friedman, Village Voice, 12 Kasim 1985
5) Grace Halsell, Prophecy and Politics: Militant Evangelists on the Road to Nuclear War, Connecticut: Lawrence Hill & Company, 1986, s. 105)
6) "Anti-Islami Enternasyonal" hakkinda ayrintili bilgi için bkz. Harun Yahya, Yeni Masonik Düzen. Vural Yayincilik, 1996
Siyonizm'in "sol ve laik" kanadi, Israil Devleti'nin kurulmasindan sonra Isçi Partisi'ne dönüstü. Isçi Partisi, biraz bizdeki CHP gibi, "devleti kuran" partiydi ve 1977 yilina dek de kesintisiz iktidarda kaldi. Buna karsin, sözünü ettigimiz "dindar Siyonizm" ise, eskiden beridir sagci, hatta fasizan ögeler tasiyan "Revizyonist Siyonizm"le bütünlesti ve Israil’in kurulmasiyla birlikte "Herut" partisi olusturdu. Bu dinci/sagci parti, bir kaç küçük partiyle daha birleserek 1970'lerin basinda "Likud" adini aldi. Herut'u kuran, Likud'a dönüstüren ve 1982'deki Lübnan isgalinin sonrasina dek de liderligini yürüten kisi, "Israil saginin en büyük lideri" sayilan Menahem Begin'di. Begin'i Izak Samir izledi. 92'de seçim yenilgisinin ardindan da Netanyahu oturdu Likud'un liderlik koltuguna.
Bu kronolojinin gösterdigi sonuç ise sudur: Mesih'in gelisine inanan ve bunun için de Tapinak'in yeniden insasini hedefleyen "Mesiyanik Siyonizm", Likud'un içinde büyük bir etkiye sahiptir, hatta Likud ideolojisinin temel taslarindan biridir.
Tapinak'i insa etmek amaciyla Mescid-i Aksa'yi yikmayi hedefleyen yeralti Yahudi örgütü "Mahchteret Yehudit" hakkindaki kisa bir inceleme de bizi yine ayni sonuca ulastirmaktadir.
Machteret Yehudit ve Likud
1984 yilinin 27 Nisaninda Israil’de oldukça ilginç bir örgütün varligi ortaya çikti. Machteret Yehudit (Yahudi Çetesi) adindaki örgütün üyeleri, Arap yolcularla dolu olan bes yolcu otobüsünü havaya uçurmaya yönelik bir plan yapmis ama son anda olayin ortaya çikmasi üzerine tutuklanmislardi. Ancak daha önce gerçeklestirdikleri önemli eylemler vardi; 1980 yilinda Bati Seria'daki iki Arap belediye baskaninin arabasina bomba koyarak öldürmüsler, 1983 yilinda ise Hebron kentindeki Islam Koleji'ne silahli bir saldiri düzenleyerek üç ögrenciyi öldürmüs, otuz üç tanesini de yaralamislardi.
Ama kisa bir süre sonra, Machteret Yehudit'in tüm bunlardan çok daha büyük bir eylemi gerçeklestirmek üzere oldugu ögrenildi. Örgüt, Dogu Kudüs'ün, Müslümanlarin Harem-i Serif, yahudi ve Hiristiyanlarin ise Tapinak Tepesi (Temple Mount) adini verdikleri mevkiinde yer alan iki Islam mabedini—Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra—havaya uçurmak için çok sofistike bir plan hazirlamisti. Mabetlerin mimari yapisi üzerinde profesyonel bir inceleme yapilmis, Golan Tepeleri'ndeki bir askeri garnizondan bol miktarda patlayici çalinmisti. Kubbet-üs Sahra'yi etrafa zarar vermeden havaya uçurabilmek için, 28 ayri patlayici Kubbe'nin belirlenmis yerlerine yerlestirilecekti. Gerekirse Mescid-i Aksa'yi korumakla görevli silahsiz müslüman nöbetçileri vurmak için ucuna susturucu takilmis Uzi'ler ve göz yasartici bombalar edinmislerdi. Operasyon, yirminin üzerinde Machteret Yehudit militaninin katilimiyla gerçeklesecekti.
Eylem Israil otoriteleri tarafindan durdurulmustu belki, ama bu gönülsüz bir engellemeydi.
Çünkü, Machteret Yehudit'in üyeleri, aslinda pek çok kisinin yapmak istedigi bir isi, sabirsizliklari nedeniyle, uygun olmayan bir zamanda yapmaya kalkmislardi. Bu nedenle, aslinda, gerek Gush Emunim gibi Likud'a yakin olan dinci örgütler gerekse Likud hükümeti, Machteret Yehudit'e ve eylemine gizli bir sempati ile bakmislardi. Israil mahkemesi, kanunlara göre suç olusturan bu eylemi dogal olarak cezalandirdi ama mahkeme kararindan bir gün sonra, Basbakan Yitzhak Samir, Machteret Yehudit üyeleri için söyle diyebiliyordu:
"Hepsi harika insanlar ama bir hata yaptilar." Gush Emunim'in önde gelen ismi Haham Mose Levinger de eylemin teorik olarak dogru ama zamanlama yönünden yanlis oldugu yönünde görüs bildirdi.(3)
Amerikali yahudi gazeteci Robert Friedman, Machteret Yehudit olayinin derinleme bir incelemesini yapmisti. Verdigi ilginç bilgiler vardi: O dönemde Israil basinindaki yaygin bir iddiaya göre Israil'in iç güvenlik servisi Shin Bet, Machteret Yehudit'in daha önceki eylemlerini—Arap belediye baskanlarinin öldürülmesi, Islam Koleji'nin taranmasi gibi—biliyorlardi ve buna ragmen de örgüte hiçbir müdahalede bulunmamislardi. Friedman'in yorumuna göre, Israil otoriteleri aslinda örgütün Mescid-i Aksa'yi yikma planindan da haberdar olduklari halde bir süre onlara engel olmamislar, ancak olayin basina sizmasi ve sonuçlarinin da çok tehlikeli olacagini farketmeleri üzerine Machteret Yehudit'i durdurarak üyelerini tutuklamislardi. Yitzhak Samir'in örgütün üyeleri için "harika insanlar" deyisi ya da onlari hapse mahkum eden yargicin karari açiklarken "bu insanlara yurtseverlikleri nedeniyle saygi ile bakilmasi gerektigi" seklindeki garip sözleri, hep bu isteksiz engel olusun göstergeleriydi. Üst rütbeli Israil subayi Avi Yitzhak, Israil yönetiminin Machteret Yehudit'e uzun süre engel olmadigini, çünkü "üst düzey politik ve askeri yöneticilerin, örgütü, demokratik bir devletin yapamayacagi eylemleri yapabilmesi için muhafaza ettigini" söylemisti. Friedman, "Machteret Yehudit olayi içinde Israil hükümetinin parmagi vardi ama bunun orani hiçbir zaman bilinemeyecek" diyor.(4)
1985 yilinda, hapisteki Machteret Yehudit üyelerinin serbest birakilmasi için etkili bir kampanya baslatildi. Kampanyanin en atesli destekçileri Knesset üyesi politikacilardi. Basta Likud olmak üzere her partiden, hatta "solcu ve laik" ve sözde baris yanlisi Isçi Partisi'nden bile çok sayida Knesset üyesi bu "harika insanlari" hapisten çikarmak için çalistilar. Sonuçta birbiri ardina gelen aflarla hepsi serbest birakildi.
Dolayisiyla, Machteret Yehudit'in Islam mabetlerini yikma planinin engellenmis olmasi, Likud yönetiminin bu mabetlerin varligindan memnun oldugu anlamina gelmiyordu. Likud, özellikle de Likud'un sahinleri, eylemin yalnizca yöntem ve zamanlama açisindan yanlis oldugunu düsünüyorlardi, ama temel mantik dogruydu.
Daha Az Radikal bir Yöntem: Mescid'in Altinin Oyulmasi!..
Nitekim yeni ve daha az radikal olan bir yöntem bulundu çok gecikilmeden. Machteret Yehudit'in ortaya çikmasindan bir yil sonra, 1985'te, Israil hükümeti Mescid-i Aksa'nin altindaki kazi çalismalarina hiz verdi. Bu sekilde Mescid'in alti oyulacak ve küçük bir sarsinti sonucunda kendiliginden yikilmasi saglanacakti. Haftalik Aksiyon dergisi, 13-19 Mayis 1995 tarihli sayisinda "Israil Mescid-i Aksa'yi yikiyor!" basligiyla verdigi bir haberde konuya deginmis, Mescid'in altinda gizlice yürütülen kazi çalismalarini belgelemis ve söyle yazmisti:
"Israil, Mescid-i Aksa'ya karsi dogrudan bir saldirida bulundugu takdirde... Islam ülkelerinin topyekün cephe almasindan çekiniyor... (bu nedenle) tarihi kazi yapiyor gibi göstererek, kendiliginden çökecek bir hale gelmesi için ugrasiyor. Böylece ülke olarak kendisini geri çekecek ve üzerine bir sorumluluk almadan hedefine ulasmis olacak."
Uzun yillar Kudüs'te çalisan Amerikali arkeolog Gordon Franz ise, bu konudaki gözlemlerine dayanarak söyle diyor:
"Emin oldugum bir sey varsa, Tapinak'i yeniden insa etmeyi hedefleyen yahudilerin o iki camiyi mutlaka yikmak istiyor oluslaridir. Bu yikimin nasil olacagi konusunda kesin bir fikrim yok ama olacaktir. Yikacaklar ve burada onun yerine bir Tapinak insa edecekler. Ne zaman, nasil yapilacak bilmiyorum ama yapilacak." (5)
Houston Ikinci Baptist Kilisesi'nden rahip James E. DeLoach ise tüm yahudilerin camileri yikip Tapinagi insa etmek istediklerini, ancak bunu Machteret Yehudit gibi radikal yöntemlerle degil, Aksiyon'un haberinde yer alan sekilde yapacaklarini söylüyor: "Su bir gerçek; tanidigim bütün yahudiler o camilerin yikildigini görmek istiyorlar. Ama bana söylediklerine göre, bu yikim, Tanri'dan gelecek bir hareketle, örnegin bir depremle ya da ona benzer bir sekilde gerçeklesecek." (Ibid., s. 99)
Iste Israil’deki "derin devlet"in mantigi budur. Amaç, Tapinak'i ne olursa olsun insa etmektir; çünkü Mesih'in gelisi buna baglidir. Tapinak'in insasi için Islam mabetlerinin yok edilmesi gerekmektedir. Yahudi Devleti, bu isi mabedlerin "altini olmakla" uzun vadeye yaymistir. Belki de, "insan eliyle" yapilacak bu hazirliktan sonra, bir "ilahi" müdahale, yani Mescid-i Aksa'yi çökertecek küçük bir deprem beklenmektedir.
Bu ise kuskusuz dünya Müslümanlari ile Israil arasindaki büyük bir çatismanin, belki bir Üçüncü Dünya Savasi’nin fitili olacaktir. Israil’in bugün dünya Müslümanlarini zayiflatmak için, dünyanin dört bir yanindaki anti-Islami güçlerle yaptigi gizli isbirligi ve kurmaya çalistigi "Anti-Islami Enternasyonal"in mantigi da büyük ölçüde budur.(6)
Mescid-i Aksa'nin altinda açilan ve Filistin topraklarini yeniden kana bulayan son "turistik" tünelin gerçek anlami da, iste budur.
1) The Universal Jewish Encyclopedia, vol. 7, s. 503
2) The Universal Jewish Encyclopedia, vol. 7, s. 502
3) Robert I. Friedman, Zealots for Zion: Inside Israel's West Bank Settlement Movement, 1.b., New York: Random Hause, 1992, s. 31
4) Robert Friedman, Village Voice, 12 Kasim 1985
5) Grace Halsell, Prophecy and Politics: Militant Evangelists on the Road to Nuclear War, Connecticut: Lawrence Hill & Company, 1986, s. 105)
6) "Anti-Islami Enternasyonal" hakkinda ayrintili bilgi için bkz. Harun Yahya, Yeni Masonik Düzen. Vural Yayincilik, 1996

