June 30, 2017

Depremlerin Sebebi (Deprem ve İlahi Gazab) Hakkında



Zilzal Suresi

(Deprem demek olan «zilzâl», surenin ilk ayetinde geçer. Nisa suresinden sonra Medine'de na­zil olmuştur ve 8 ayettir. Kıyametin kopmasından, insanların yeniden dirilip hesap vermelerinden ve herkesin ettiğini bulacağından bahseder.)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla

1-  Yer, o şiddetli sarsıntıyla sarsıldı­ğı

2-  Ve yer, ağırlıklarını dışa atıp çı­kardığı.

3-  Ve insan, Buna ne oluyor? dedi­ği zaman.

4-  O gün, (yer) haberlerini anlatacak­tır.

5-  Çünkü senin Rabbin, ona vahyet­miştir.

6-  O gün insanlar, amelleri kendileri­ne gösterilsin diye, (kabirlerinden) dağınık bir halde çıkarlar.

7-  Artık kim zerre ağırlığınca bir ha­yır işlemişse, onu görür.


8-  Kim de zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlemişse, o da onu görür.



KUR'AN'DA DEPREM

De ki (Allah), üzerinizden veya ayaklarınızın altından, azap göndermeye kadirdir. Yahut bir fırkayı(milleti) musallat ederek bazınıza, bazınızın azabını tattırır. Bak! Ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz? Umulur ki fıkhederler(aklederler).[EN'AM(6)/65]

(Arkasından) onları, bir 'sarsıntı' yakaladı. Yurtlarında diz çökmüş olarak sabahladılar.[ARAF (7)/ 78]

Böylece onları bir 'sarsıntı' tuttu. Arkasından da yurtlarında, diz çökmüş olarak sabahladılar [ARAF(7)/91]

Arz'da, birbirine komşu 'kıtalar', üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır. Öyle ki bunlar, aynı su ile sulandığı halde, ürünlerden bazısını bazısından üstün kılıyoruz. Muhakkak bunda, akledecek bir kavim için, ayetler vardır.[RAD(13)/4]

Sizi, sarsmasın diye, Arz'a dağlar bıraktı. Irmaklar ve yollar (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.[NAHL(16)/15]

Onlardan öncekiler de plan(düzen-tuzak) kurdular. Allah, binalarının temellerinden geldi, tavanlarını üzerlerine çökertti. Onlara azap, şuurunda olmadıkları bir yerden geldi.[NAHL(16)/26]

O kötülükle, plan(tuzak-düzen) kuran kimseler, Allah'ın kendilerini, yere geçirmeyeceğinden veya şuurunda olmadıkları bir yerden, onlara azabın gelmesinden emin mi oldular?[NAHL(16)/45]

(Allah'ın), kara tarafında(yanında) sizi, yere batırmayacağından yahut üzerinize "taş-dolu kasırgası" göndermeyeceğinden emin misiniz? Sonra, kendinize bir vekil de bulamazsınız.[İSRA(17)/68]

Ve onları sarsmasın diye, Arz da dağları kıldık(yarattık). Yine onda(dağlarda), yollar açtık, umulur ki hidayet(doğru yolu) bulurlar.[ENBİYA(21)/31]

Biz, onların her birini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kiminin üzerine, 'taş-dolu kasırgası' gönderdik, kimini, 'şiddetli bir ses' yakaladı, kimini, 'yerin dibine' geçirdik ve kimini de suda boğduk. Allah, onlara zulmetmedi, ancak onlar kendilerine zulmettiler.[ANKEBUT(29)/40]

İnsanların elleriyle kazandıkları(yaptıkları) dolayısıyla, karada ve denizde fesat(büyük olaylar) ortaya çıktı. (O) bazı yaptıkları(şeylerin) karşılığını tatmaları için! Umulur ki dönerler![RUM(30)/41]

(Allah), Gökleri, dayanak olmaksızın yarattı, siz onu görüyorsunuz. Sizi sarsmasın diye, Arz'a, dağlar bıraktı ve orada her canlıdan yaydı. Biz Gök'ten su indirdik, böylece orada, her kerim(güzel) çiftten bitki bitirdik.[LOKMAN(31)/10]

Onlar, Gök'ten ve Arz'dan, arkalarında(geçmişte) ve önlerinde(gelecekte) olacakları görmüyorlar mı? Şayet dilersek, onları 'Arz'a batırırız' veya üzerlerine 'Gök'ten bir kütle(göktaşı)' düşürürüz. Muhakkak bunda, (Allah'a) yönelen köleler için bir ayet vardır.[SEBE(34)/9]

Gök'te ki o kimsenin(Mikail'in), sizi Arz'a geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman Arz sarsılır(depremler olur).

O'nun üzerinize "taş-dolu kasırgası" göndermeyeceğinden emin misiniz? Yakında bileceksiniz, Benim uyarım(korkutmam) nasılmış?[MÜLK(67)/16-17]

Fay sahibi Arz'a andolsun![TARIK(86)/12]



zina ve zulüm deprem oluş sebeblerindendir hadisi çok ça duydum hata zelzele 2 sebeten olur diyede duymuştum duymak farklı bunu ispat farklı şeyler ve bu hadisler baya meşhurdur dediğin gibi olsa haklısın ama değil.

Tirmizi Müslim Buhari hazretleri Bu hadis alimlerinde mutlaka ispatlanmış bu konuyla alakalı hadisler vardır. fakat net aleminde olmaya bilir. arama sırasında bir hadise denk geldim paylaşmak istedim konuyla alakası yok

Ebû Zer radıyallahü anh rivayet ediyor:

Bir gece dışarı çıkmıştım. Baktım Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yalnız başına yürüyordu. Yanında kimse yoktu. Herhalde yanında başka birinin olmasını istemiyor diye düşündüm. Ben de alacakaranlıkta yürümeye başladım. Birden geri dönünce beni gördü.

- "Kim o?" dedi.

- Ebû Zer’im. Uğrunda canım feda olsun, diye cevap verdim.

- "Gel Ebû Zer" dedi. Onunla birlikte bir müddet yürüdüm.

Bu defa

- "Otur şuraya" diyerek, beni çevresi taşlarla kaplı geniş düz bir yere oturttu ve:

- "Ben dönünceye kadar burada otur." buyurdu. Siyah taşlarla kaplı bir arazide yürümeye başladı. Nihayet onu gözden kaybettim. Yerimde bir hayli bekledim. Bir müddet sonra dönüp gelirken şöyle dediğini işittim: "Zina bile yapsa, hırsızlıkta etse." yanıma gelince artık sabredemedim ve:

- Ey Allah’ın Rasulü canım sana feda olsun. Taşlı yerde kendisi ile konuştuğun kimdi? Sana cevap veren bir kimseyi göremedim dedim.

- “Bu Cibril’di. Bana kara taşlı yerde göründü ve ‘Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimsenin cennete gireceğini ümmetine müjdele’ dedi.” Ben, Ey Cibril! hırsızlık yapsa da, zina etse de mi? diye sordum. “Evet” dedi. Bu defa ben:

- Ey Allah’ın Rasulü gerçekten hırsızlık yapsa, zina etse de mi? dedim.

- "Evet hatta şarap bile içse." buyurdu.

(Buhari-Müslim)



Resulullah (sav) (bir gün): "Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vacib olur" buyurmuşlardı. (Yanındakiler): "Ey Allah`ın Resulü! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam saydı:

1- Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir meta haline gelirse.

2- Emanet (edilen şeyleri emanet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman.

3- Zekat (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telakki ettikleri zaman.

4- Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;

5- Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;

6- Mescidlerde (rıza-yı ilahi gözetmeyen husumet, alış-veriş, eğlence ve siyasata vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman.

7- Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu;

8- (Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet ettiği;

9- ıpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği;

10- (San`at, bale, konser gibi çeşitli adlar altında; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi çeşitli vasıtalarla yaygın şekilde) şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği;

11- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarı, [(zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını, (hazfı)] bekleyin."
Kaynak Tirmizi, Fiten 39, (2211)

Abdullah ıbnu Havale el-Ezdi (ra)`nin yanına indim. Bana: "Resulullah (sav) bizi, ganimet alalım diye yaya olarak gönderdi. Biz de döndük ve hiçbir ganimet elde edemedik. Yorgunluğumuzu yüzlerimizden anlayıp aramızda doğrularak: "Ey Allah`ım, onları bana tevkil etme; ben onları üzerime almaktan acizim! Onları kendilerine de tevkil etme, bu işten kendileri de acizdirler. Onları diğer insanlara da tevkil etme kendilerini onlara tercih ederler!" buyurdular. Sonra elini başımın üstüne koydu ve: "Ey ıbnu Havale! Hilafetin (Medine`den) Arz-ı Mukaddese`ye (Suriye`ye) indiğini görürsen, bil ki artık zelzeleler, kederler, büyük hadiseler yakındır. O gün kıyamet, insanlara, şu elimin, başına olan yakınlığından daha yakındır" buyurdu.
Kaynak Ebu Davud, Cihad 37, (2535)

Resulullah (sav) buyurdular ki: şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onun azabı dünyadadır: Fitneler, zelzeleler ve katl."
Kaynak Ebu Davud, Fiten, (4277)

Hadis Resulullah (sav) bana: "Ey Enes," dedi, "insanlar yurtlar ediniyor. Bu yurtlardan biri Basra ve Busayra diye tesmiye edilmektedir. Eğer sen oraya uğrar veya ona girersen, oranın çorak (tuzlu) arazisinden, gemilerin yanaştığı limanından, çarşısından, ümerasının kapılarından sakınasın! Sana oranın güneşe açık yerlerini (dağları) tavsiye ederim. Zira orada hasf (yere batma), kazf ve zelzele olacak. Bir kavim de normal şekilde akşama erdiği halde, sabaha maymun ve hınzırlar olarak çıkacak."
Kaynak Ebu Davud, Melahim 10, (4307)